İLKEL VAKTİN ÇAĞDAŞ FİLMİ: MODERN ZAMANLAR
Her ne kadar filmde bazı ses ve müzik efektleri kullanılmış da olsa sesli diyalogların olmadığı film, Chaplin'in son sessiz filmidir. Aynı zamanda 1914'te yaratılan Küçük Serseri Şarlo tiplemesinin bulunduğu son filmdir. Her sahnesine Chaplin'in titizlikle uğraştığı bilinen dramatik komedi/romantik tarzda olan filmde, Paulette Goddard; Charlie Chaplin'e eşlik eden diğer başrol oyuncusudur.
1929'da baş gösteren Büyük Ekonomik Buhran dönemindeki işsizlik ve toplumsal atmosfere dem vuran film, mesai düdüğünün çalmasıyla başlar. İçlerinde sadece bir tanesi siyah, geri kalanı beyaz olan bir koyun sürüsünün ilerleyişini gördükten sonra, sürünün yerini metrodan çıkan işciler alır. Fabrikadaki işlerine yetişmeye çalışan koca bir koyun sürüsü olarak tasvir edilen işcilerin nasıl birer sistem kölesi haline geldikleri ise filmin devamında açıkça görülüyor. Şarlo bu düzenin bir parçası olarak fabrikada çalışan işçilerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Patronun büyük ekranda işçileri her an izlemesi, onlar molada bile rahat bırakmayıp daha çok çalışmaları için baskıları akla başka kült bir eseri getiriyor.
George Orwell’ın 1984 romanının basılmasından 13 yıl önce izleyici karşısına çıkan filmimizin, Orwell’a ilham kaynağı olabileceği ihtimalini güçlendiren bir tasvir olan filmdeki fabrika; aynı zamanda dönemin atmosferini gözler önüne seriyor. Bu baskı öyle ki işçilerin öğle yemeği molası yerine çalışması için otomatik bir yemek makinesi bile deniyorlar. Bu makine sahnesinin çekimine yedi gün harcanmış ki zaten film, günde on sekiz saat çalışılmasıyla on ayda çekilen Chaplin'in kariyeri boyunca en hızlı çektiği film olarak tarihe geçiyor.
Konumuza devam edecek olursak Şarlo'nun bu iş baskısına ayak uyduramaması ve bazı yanlış anlaşılmaları fabrikayı altüst edip akıl hastanesine gönderilmesine sebep oluyor.
Akıl hastanesinden çıktıktan sonra yerde bulduğu bayrağı amaçsızca sallarken kendini yanlışlıkla bir eylemde bulan Şarlo, komünist ilan edilip hapse atılıyor. Hapishanede de yaşadığı türlü maceraların sonunda özgürlüğe kavuşan kahramanımızın yolu kimsesiz bir kızla kesişiyor.
Hapishanenin rahatlığını özleyen Şarlo, kimsesiz kızın çaldığı ekmeğin suçunu üstleniyor ama görgü tanığı planlarını bozuyor. İkisi beraber kaçak bir hayat yaşayıp hayaller kurmaya başlıyorlar. Birkaç iş denemesi sonunda kızın çalıştığı yere Şarlo'da işe alınıp tam mutlu olacaklarını düşünürken işler istedikleri gibi gitmez. Yine kaçmak zorunda kalırlar ve o ikonik son sahne belirir. Şarlo üzgün ve umutsuz olan yol arkadaşından gülümsemesini ister ve yeni maceralar için yola düşerler. Film burada biter.
Filmin esin kaynaklarından birini de Gandhi olduğu düşünülüyor. Chaplin, Gandhi’yle bir konuşmasında “Makinelerin sadece kar amacıyla kullanılması insanları işten çıkarılmasına ve dolayısıyla büyük acılara neden oldu. Ama makineleşmeyi insanlığın hizmetinde kullanmak birçok açıdan yardımcı ve faydalı olabilir.” cümlelerini kurmuş.
İkilinin bu konuyu tartışmasının ardından Chaplin, ifadesinin makineleşmenin yarattığı acılara vurgu yapan ilk kısmının daha önemli olduğunu fark etmiş. Bu fark ediş filme de oldukça yansımış anlaşılan.
Üzerinden seksen altı yıl geçmesine rağmen halen popülerliğini koruyan ve eleştirmenlerin övgüyle söz ettiği bu film, benim izlediğim en eski film olmasına rağmen günümüz filmlerinin birçoğundan birçok açıdan daha etkili ve güzel bir mizaha sahip.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Mutlu ve esen kalın.
Görüşmeye katılın