AVATAR: Destansı mı Destan mı?



Bugün hasılat rekortmeni bir film olan Avatar'ı, Yakut Türkleri'nin Olonho destanını ve Avatar'ın Olonho destanından esinlenildiği iddiasını konuşacağız.

Avatar, 2009 yılında gösterime giren, hem yönetmenliğini hem de senaristliğini ünlü yönetmen James Cameron'ın yaptığı  bilim kurgu filmi. Üç boyutlu ve ciddi anlamda yüksek bütçeli bir film; Çin'de tekrar vizyona girmesiyle, 2019'da Avengers: Endgame'e kaptırdığı tüm zamanların en fazla gişe hasılatı elde eden filmi unvanını tekrar kazandı. Bu yıl içinde 2.filmin geleceği ilerleyen yıllarda da 3, 4 ve 5.filmlerin geleceği açıklandı.  



 Günümüzden yaklaşık 200 yıl sonrayı anlatan filmde Pandora adındaki uzak bir gezegende Na’vi adında nesli tükenmekte olan bir halk yaşamaktadır. Askeri bir şirket, bu yeri ve oradaki kaynakları mercek altına almak üzere Avatar adında bir program meydana getirmiştir. Bu program insanları kısmen insan kısmen de Na’vi haline büründürerek Pandora’ya göndermektedir. Bu sisteme gönüllü dahil olan Botanist Dr Grace Augustine ve Jake Sully halkı yakından tanıma fırsatı yakalar. Jake yarı felçli bir bireyken bedeni Pandora'ya geçtiğinde değişime uğrayarak normal hale gelir. Jake, kendilerine özgü bir dilleri, hayat görüşleri ve yaşam biçimleri olan halkın arasına karıştığında birçok şeyin farkına varır, doğa ile de bütünleşir ve bu gezegeni Dünyalılar'dan korumaya karar verir. 


Destansı bir film desek yanlış olmaz ama ya bundan daha fazlasıysa? Ya bir destandan parçalar taşıyorsa?

2015 yılında dönemin Yakutistan Kültür Bakanı Andrey Borisov'un, UNESCO Kültür Mirası Şaheserleri Festivali katılımcılarıyla yaptığı bir görüşmede James Cameron’un Avatar filmi düşüncesini bir Yakut destanı olan Olonho’dan aldığını açıkladı.

A.Borisov: “Daha 20 yıl önce, Yakut sinemasının geliştirilmesi gerektiği konusunda ısrarcı olup aksi halde Amerikan sinema endüstrisinin bizim derin manalı destanlarımızı kullanarak film çekeceği belirtmiştim. Şimdi görüyoruz ki Cameron’un Avatar filmi, Olonho destanı motiflerine göre çekilmiş.” dedi.

Bu doğru olabilir mi? Gelin birlikte inceleyelim.


Yakutlar(Sahalar), Kuzeydoğu Sibirya’da bulunan Yakutistan’ın yerli Türk halkıdır. Hun Türklerinin bir kolu olan Kurikan boyundandırlar. Olonho; Yakutlar'ın kültürlerini ve kahramanlıklarını anlatan, halk masal anlatıcılarının anlattığı çok eski epik bir destan olup şiirlerden oluşur. Yakut Olonhoları uzunlukları ve kendilerine özgü anlatım yapılarıyla dikkat çekmekte olup uzunlukları binlerce hatta onbinlerce mısradan oluşabilir. “Er Sogotoh”, “Ürüng Uğolan”, “Nurgun Boğotur”, “Abahtay Bergen”, “Kulun Kulustur” gibi Olonholar en önemlileri.
2005 yılında UNESCO tarafından Olonho insanlığın sözlü ve manevi miraslarından biri ilan edildi.



 Olonho’da olaylar; üst, Orta ve Alt olmak üzere üç dünyada gerçekleşir. Üst dünya tanrıların yurdudur, orta dünya ise insanların yaşadığı kısımdır. Alt dünya ise yeraltıdır. Evrenin ortasında hayat ağacı  Aal Luuk Mas vardır, kökleri aşağı Dünyaya kadar uzanır. Dalları ise göğe, tanrıların yurdu olan üst dünyaya kadar yükselir. Türk, Altay, Çuvaş, Yakut, Moğol ve Macar mitolojilerinde, halk inancında ve şamanizmde Yaşam Ağacı; Yakutlarda Luk Mas (Aal Luuk Mas, Ağal Luğuk Mas) denilir.
Olonho’nun esas teması ise epik Ayı kabilesinin yazgısı ve Orta Dünya’da mutlu ve her şeyden uzak bir hayatın kurulmasıdır.

Aal Luuk Mas, sekiz dallı olarak belirtildiği Yakut geleneğinde Yerin Göbeği’nden çıkan, çiçek açan bu ağacın tepe kısmının köpüklü, sarı, insanlara şifa verici bir sıvı içinde olduğu ifade edilir bu da onu pek çok gelenekte rastlanan yaşam ağaçlarından ayırır.
 
 

Filmdeki en etkileyici sahnelerden birine sebep olan, yerli halkın atalarıyla bağ kurmasına yarayan kutsal ağaç Eywa; Yakut Türkleri'nin Olonhası'ndaki yaşam ağacı "Aal Luuk Mas" ile işlevsel olarak büyük bir benzerliğe sahip. Her ikisi de kutsal sayılan ve iletişime yardımcı olan bu ağacın yanında filmde şamanizmden izler de görmekteyiz.


Ayrıca Na'viler'ın örgülü saçlarının Türkler'in (özellikle Altay) örgülü saçlarına da oldukça benzemesi Avatar'ın Türk destanlarından esinlenildiği teorisini güçlendirse bu konuda net bir şey söylemek mümkün değil. Farklı milletlere ait epik kavramların kullanıldığı sinemada Türk destanlarından ve kültüründen yararlanılması da şaşılacak bir durum değil. 

Okuduğunuz için teşekkürler.
Mutlu ve esen kalın:)