İNCELEME: INTO THE NIGHT

İNCELEME: INTO THE NIGHT



Herkese selamlar. Bu yazımızda 2020 yapımı bir Netflix dizisi olan Into the Night'ı inceleyeceğiz. İnceleme belirli bir yere kadar spoiler içermeyecektir. İyi okumalar. 
 
Dizi, normalde alışık olunmayan türden bir kıyamet senaryosuna sahip. Güneş ışınları artık insanları öldürmeye başlamıştır ve bir uçak mürettebatı güneşten kaçmak için batıya uçar. Bu şekilde değişik bir senaryoya sahip. Her bölümü 35-37 dakika olan dizi sürükleyiciliği ile öne çıkıyor. Bu sürükleyiciliğe rağmen dizi, hızlı gelişen olayların yanında bize karakterlerin hikayelerini de göstermekten, bizim onları anlamamızı sağlamaktan geri de durmuyor ve bunu çok güzel yapıyor. Eylül 2021'de 2. sezonunu tamamlayan dizinin 3. sezonu ile ilgili net bir tarih henüz yok. 

Eğer ki izlemeye bir şeyler arıyorsanız, biraz sürükleyicilik istiyorsanız ve her detaya takılıp kalmayacaksanız into the night çok güzel bir seçim olabilir.

Yazımızın bundan sonraki kısmı spoiler içerecektir. 

Dizinin sahip olduğu çok güzel bir yanı var bence: Evrensellik. Dizide yer alan karakterlere baktığımız zaman Türk, Polonyalı, İtalyan, Müslüman, Hristiyan vs birçok karakter görüyoruz. Herkes diziyi izlerken biraz olsun ana karakterlerden birine yakınlık duymuş olmalı çünkü herkese dokunan yanları var. Dizinin bir diğer sevdiğim yanı da bu. Dizide tek bir başrol yok. Hepsi başrol. Hepsi birbirinden güzel ve hepsi diziye ayrı bir hava katıyor. 

Diziyi izleyen hemen hemen her Türk dizide Ayaz karakterini görmekten mutluluk duymuştur kanımca. Dizide güçlü, gözüpek, kolay kolay ölmeyen bir karakter Ayaz karakteri. Belki bazı izleyiciler Ayaz'ın bir kadın taciri olması sebebiyle dizide Türklerin kötü gösterildiğini düşünmüş olabilir lakin ben öyle düşünmüyorum. Yani yabancı biri olsam ve gördüğüm, tanıklık ettiğim tek Türk bu dizideki Ayaz karakteri olsa Türklere sempati beslerdim.

Dizide yer alan diğer karakterlerin işlenişi, hikayeleri -ki her bölüm başında bize 3-4 dakika karakterlerin geçmişlerine dair ufak ipuçları verilmesi onlar ile empati yapmamızı kolaylaştıran çok güzel bir ayrıntı- çok hoş. Mesela pilot abimiz olan Mathieu'nun ilk sezonda psikolojisinin yavaş yavaş bozulması ve bunun ekran başındaki seyirciye aktarımı bence gayet başarılıydı. Diğer karakterlerin zorlukların üstesinden beraber gelmeleri, birbirlerine destek olmaları. Üstüne üstlük dizide bitmeyen bir "Acaba bundan sonra ne olacak, aha şimdi ayvayı yediler, eeee sonra" havası var. Sürükleyicilik konusunda 35 dakika için fazla sağlam. 

Lakin dizinin saçma yanları da yok değil. İlk yardım eğitimi almış bir kişinin pilota ameliyat yapması, helikopter pilotunun "YouTube'dan" izlediği bir videodaki talimatlarla bir uçağı indirmesi, arkadan ateş edilmesine rağmen merminin uçağın yan kısmında yer alan cama gelmesi, bir askerin koşarak kalkmak üzere olan bir uçağın tekerine tutunması... Güzel detaylar açıkçası :D Ama diziyi izlerken bu mantık hataları gözünüze batmıyor. Sırıtan cinsten, insanı diziden soğutan türden değiller. Çünkü dizi gerçekten çok sürükleyici. İkinci sezonda da Kıvanç Tatlıtuğ'un yer aldığını ve 3. sezonda da bulunma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu göz önünde bulundurursak dizinin epey bir popüleriteye sahip olacağı aşikar. 

Evet sevgili dostlar, bu yazımızda Into the Night dizisini inceledim. Ben izlerken çok keyif almıştım. Diziyi bayağı da benimsemiştim diyebilirim ve 3. sezonu merakla bekliyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşçakal...