Türklerde At Kültürü ve Tasvirleri

Atlar, Türklere bozkırlarda hız ve hareket kabiliyeti sağlamıştır. Tarih boyunca farklı coğrafyalarda savaş kabiliyetleri ve at binme becerileri sayesinde yerleşik toplumlar karşısında başarılı olmuşlar, şartlar zorlaştığında atlarına binerek elverişli topraklara, göçmüşlerdir.
Atın gücünden ve hızından olduğu kadar etinden ve sütünden de faydalanmışlardır. Toylarda, bayramlarda atlarla yarışmışlar, oyunlarını bile at üstünde oynamışlardır. Bu da atin siyasi, medeni, iktisadi, sosyal ve kültürel her alanda Türkler için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
At, tarih boyunca Türklerin hayatının merkezinde yer almıştır. Öyle ki, eski Türklerin ceza kanununa göre isyan, ihanet, adam öldürme, zina suçlarının yanı sıra bağlı bir atı çalmakta ölümle cezalandırılmıştır. Bu yüzden atlar, Türklerin deyimlerinde, atasözlerinde, dilinde, destanlarında, mitolojisi ve sanatında aklınıza gelebilecek her şeyde yer tutmuştur.
Türk Mitolojisinde Atlar
At, Türk mitolojisinde ''kutlu hayvan'' olarak bilinir. Atlara Orta Asya'da yunt, yabu veya yılki (cilki) gibi isimlerde verilmiştir. Türk mitolojisinde at; rüzgar gibi koşan, mağarada yaşayan, topraktan-sudan çıkan, gökten inen kanatlı, Ab-ı Hayat içip ölmeyen, konuşan, sahibine öğüt veren, hızlı koşan olarak tasvir edilmiştir.
Türk mitolojisinde atın, Tanrı'yı gördüğünden söz edilir. Yakutların anlatılan bir efsanesine göre at, Tanrı tarafında kahramanlara hizmet için gönderilmiştir. Bu yüzden sonbaharda çayır ve hububatların koruyucusu Tanrı için at kurban etmişlerdir.
Türk mitolojisinde, destanlarında sahibiyle birlikte anılan atlar vardır. Bir anda güçleri artan, konuşabilen, uçabilen atlardır. İyi at, uçan kuşa yetişir, hiç yorulmaz, düşmanı hisseder, sahibini önceden uyarır, rengini değiştirir, ölen kahramanı bırakmaz onu vatanına geri götürür, yaralı sahibini iyileşmesi için iyi birinin yanına götürür kurtulmasını sağlar.
Bazı atlarda binicisi ile ün kazanmıştır. Mesela; Köroğlu’nun Kır atı, Battal Gazi’nin Aşkar’ı , Manas’ın Ak-Kula, Kır-Ceren, Dede Korkut’ta ki Bamsi Beyrek’in atı Bengi Boz verilebilecek en iyi örneklerdendir.
Türk mitolojisinde, atlar savaşçılar için çok önemlidir. Kahramanın savaş sırasında düşmesi durumunda atı yanına gider, ona yardımcı olur. Kahramanını kurtarmak için kendini okların kılıçların önüne atar, kahramanı yaralanmışsa onu savaş meydanından kurtarır.
Savaşlarda at oklardan kaçınır. Gerektiğinde yere eğilir, oklardan kurtulur. At böylece hileli bir kaçış gerçekleştirir. At, düşman karşısına kaçar izlenimi verir. Ama kaçmaz, bir süre sonra geri gelir, arkadan dolaşarak düşmanı çembere alır ve saldırır.
Tanrı ve Altay dağları arasında kalan bölgede yetişen atların kutsal atların soyundan geldiğine inanılırdı. Bunlara “Cennet Atları” deniliyordu. Böyle denmesinin nedeni ölümden sonra cennete yükselen asil ruhun at figürü olarak göğe yükselmesiydi.
Görüşmeye katılın