Notre Dame Katedrali mimarisi ve yanan çatısı için sunulan tasarım!
Notre Dame Katedrali (1163-1345)
Seine nehrinin ortasında yer alan ve Paris kentinin kurulduğu Cité adasında yükseltilmiş, 850 yıllık geçmişe sahiptir.
Notre Dame Katedrali tarihi aslında yapımından daha önce başlamıştır. İhtişamlı kilisenin bugün bulunduğu yerde önceleri küçük bir Roma şapeli bulunmaktaydı. 1163 yılında şehrin psikoposu Sully'nin hayalini kurduğu ve Papa 2. Alexander tarafından da desteklenen kilisenin yapımı başlamış ve bu inşaat yaklaşık olarak 182 yıl sürmüştür. 1345 yılında yapımı tamamlanan ve Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan kilise takip eden yıllarda Jeanne Darc'ın yargılanması, Napolyon'un taç giyme töreni, De Gaulle'ün cenazesi gibi önemli toplumsal olaylara da ev sahipliği yapmıştır. Ünlü yazarın Notre Dame de Paris Katedrali’ni merkeze alarak yazdığı ünlü romanının 1831 yılında yayımlanmasından sonra tekrar dikkatleri üzerine çeken yapı 1864 yılında 23 yıl sürecek bir restorasyon sürecine girmiş ve o günden beri de tüm görkemiyle ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Notre Dame Katedrali, Paris, Fransa’da bulunan görkemli bir Katolik Katedrali’dir. Katedral, Ortaçağda inşa edilmiştir. Dünyanın en ünlü kilise binalarından biridir. Yükselen yapıları ve Gotik mimari yapısı son derece güzeldir. Notre Dame Katedrali’nin inşaatı 12. yüzyılda başladı ve 200 yıldan fazla sürdü. Katedral üzerindeki farklı mimari tasarımlar, binanın inşa edildiği zamanların değişiminin kanıtıdır. Katedral 5,500 metrekarelik bir alanı kaplar. Baskın bir Fransız Gotik tasarımına sahiptir. Katedralin göze çarpan özellikleri, dış duvarlara destek sağlayan uçan iskeletlerdir. Sütun desteği olarak işlev gören ve binanın dışını çizen kişisel heykeller. Katedral içinde çeşitli sanat eserleri, kalıntılar ve ortaçağ’dan mobilyalar sergilenmektedir. Notre Dame Katedrali’nde on tane dev çan bulunmaktadır. Çanlar, kilisede çeşitli etkinliklerde ve hizmetlerde kullanılır.
Notre Dame Katedrali dünyanın birkaç Gotik Katedrali’nden biridir. Katedralin heykeller yıllar boyunca hayatta kalmış olan eski sanat tasarımlarını sergiliyor. Notre Dame Katedrali, ‘Taçların Tacı’ ve bir ‘Kutsal çivi’ de dahil olmak üzere Katolik inancının kutsal kalıntılarını barındırıyor. Notre Dame Katedrali devasa iç mekanı, ihtişamlı dış cephesi, nefes kesen süslemeleri ve sahip olduğu sanat eserleriyle ziyaretçileri hayal kırıklığına uğratmaktan çok uzak bir zenginliğe sahiptir. Kilise mimariden sanat eserlerine, ruhani bilimlerden tarihe kadar geniş bir ilgi alanı yelpazesinde ziyaretçilerine farklı tatlar sunmaktadır. Notre Dame Katedrali Batı Cephesi, merkezinde yer alan Batı Gül penceresi etrafında şekillenmektedir. Bu gül penceresinin merkezinde ise Bakire Meryem ve Çocuk heykelleri yer almaktadır. Batı Cephesi’nin zemini, gül pencerenin altında yer alan üç görkemli taç kapıdan oluşur.
Göz alıcı güzellikteki bu taç kapıların üzerinde ise Yahudi Krallarının 28 adet heykeli bulunan King’s Gallery’yi görebilirsiniz. Kule Külahı Notre Dame Katedrali 1800’lü yıllarda restore edilirken restorasyonun başındaki mimar Viollet le-Duc tarafından tasarlanarak kuleye eklenmiş. Öte yandan kilisenin ihtişamlı Gotik mimarisine de son derece uyumludur. Katedralin güney ve kuzey cephelerinde de bu görkemli gülpencerelerden birer adet mevcuttur. 13 metre yüksekliğindeki vitraylarla süslü Güney Gülpenceresi’nin ortasında bir İsa tasviri yer almakta ve Bakire Meryem ve Eski Ahit’ten tasvirler içeren Kuzey Gülpenceresi ise 21 metre yüksekliğindedir. Katedralin Doğu Cephesi’nde yer alan destek kirişleri ise uzaktan bakıldığında boşlukta duruyormuş gibi göründüğü için Uçan Payandalar adıyla anılmaktadır. Jean Ravy’nin eseri olan payandalar da Notre Dame Katedrali turunda görmeniz gereken yerler arasındadır.
YAŞADIĞI TEHDİTLER VE ZARARLAR
Notre Dame Katedrali varolduğu yıllar boyunca önemli zarar görmüştür. 1548’de isyancı gruplar, Katedral’deki heykelleri ve diğer eserleri imha ederek eşyaların putperest olduklarını iddia etmiştir. 17. yüzyılda Kral Louis XIV, binayı modernize etme girişiminde bulunarak Katedralin yapılarına çeşitli değişiklikler düzenlemiştir. Restorasyon çabaları, mimar Eugène Viollet-le-Duc ve Jean-Baptiste-Antoine liderliğinde 1845’te başladı. Daha sonra büyük bir restorasyon programı 1991 yılında eski heykelleri onarmak ve hasar gören yapıları yeniden yapılandırmak suretiyle başladı.
15 Nisan 2020 akşamı büyük bir yangına sahne olan Paris Notre Dame Katedrali’nin alevler içindeki görüntüleri hepimizi derinden sarstı.
Alevler içindeki transept kulesinin gözlerimizin önünde yavaşça devrilmesi, 11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi binalarının çöktüğü anları anımsamamıza neden oldu. Dün akşam Paris’ten canlı yayınlanan yangın görüntüleri, 2001’de New York’taki kulelerin yıkılmasında ve 2010’da İstanbul Haydarpaşa yangınında hissedilen travmaları yeniden tetikledi.
RESTORASYON VE YENİ TASARIM FİKİRLERİ
Dünyaca ünlü Notre Dame Katedrali'nin yeniden nasıl inşa edileceğine dair öneriler devam ediyor. Fakat Hollandalı mimarlık stüdyosu tarafından yapılan bir öneri oldukça enteresan. Hatta alay konusu oldu desek yanlış olmaz. Öyle ki sosyal medyada çatıyı Sünger Bob'a benzetenler bile oldu. Peki Notre Dame Katedrali'nin yeni çatısı tarihi dokuya uygun mu?
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’in en çok ziyaret edilen mekânlarından Notre Dame Katedrali’nin 15 Nisan 2019’da gerçekleşen yangından önceki hâline getirileceğini daha öncesinden ilân etmişti. Fakat Hollandalı mimarlık stüdyosu Trnsfrm, alternatif bir konseptte bulundu ve yeni bir tasarım yaptı.
Trnsfrm mimarlık stüdyosu, Notre Dame Katedrali’nin tarihi ve kültürel mirasını başlangıç noktası olarak ele aldı. Binanın 800 yıllık tarihi açısından bu konsept her şeyden önce bir ibadet yeri olarak tasarlandı. Mimarlar, yıkılan çatı ve kulenin yerini almak üzere renkli cam vitraylardan yapılmış çağdaş bir heykel önerisinde bulundu. Çatının yapı içerisindeki insanları kucaklaması amaçlandı. Fakat görüntü ilk bakışta benim pek hoşuma gitmedi. Çünkü böylesi bir yapının ciddi bir tasarımla planlanması gerekiyor. Zaten tepkiler de bu şekilde. Öyle ki sosyal medyada çatının yeni tasarımı hakkında Sünger Bob'dan hallice olmuş tarzında yorumlar bile yapıldı
Bu fikir için kısmen Mimar Pedro Ramirez Vazquez’in Meksiko Şehri’nde yer alan 'Our Lady of Guadalupe' bazilikasından ve Milan’da bulunan 'Galleria Vittorio Emanuele'den esinlenilmiş. Artfulliving'in Designboom'dan aktardığına göre, vitraylardan yapılmış bu heykel ve çatı çelik bir çerçeve ile sabitleniyor. Sonuç olarak vitray heykel gün içinde güneş ışınlarının katedrale girmesini sağlıyor. Geceleri ise katedralin iç aydınlatması ters etki yaratıyor. Heykel, 'karanlıkta parıltı' olarak Paris siluetinde bir referans noktası hâline geliyor.
Görüşmeye katılın